[chatbot]
top of page

Spermiogram - Semen Analizi - Sperm Testi

      Spermiogram , Semen analizi ya da halk diliyle sperm testi infertilite sorunu yaşayan bir çift açısından en başta yapılan temel testlerden birisidir. Bu testte infertilite sorunundaki erkek faktörü konusunda çok önemli bilgiler elde edilir. Kabaca meni içindeki spermin sayısı, hareketliliği ve kalitesi hakkında bazı parametreler alınır ve bu değerler hastanın kliniğine göre yorumlanır. Ancak bu test başlangıç testidir ve kesin derecede mutlak bilgiler sunmaz. Birincisi semen analizine göre bir çiftin çocuk sahibi olup olamayacağı konusunda net bir bilgi asla edinilemez. Bunun için daha detaylı testlere ihtiyaç vardır. İkincisi ise her semen analizi maalesef ki güvenilir değildir. Şüphe varsa ikinci hatta üçüncü kez test güvenilir başka bir laboratuvarda mutlaka tekrarlanmalıdır. Şimdi detayları ile semen analizini ele alalım.

Semen, meni ya da ejakülat (öz Türkçesi döl) bir erkeğin mastürbasyon ya da cinsel ilişki sonunda çıkardığı, hacmi ortalama 2-5 ml arasında değişen opak sarı renkli sıvaya verilen addır. Cinsel uyarı olduğu zaman orgazm öncesinde gelen yapışan saydam az miktardaki akıntı sıvısı ise üretral bezlerden gelir. Bunun amacı yolu meni geçişine hazırlamak ve daha kaygan hale getirmektir. Halk arasında zevk sıvısı olarak adlandırılan bu sıvı sperm hücresi barındırmaz yani meni değildir. Sperm hücreleri ise gerçek meni yani semen içinde yer alır. Bu semen spermin yaşaması, beslenmesi ve hareket kazanması için çok önemli enzim ve protein içeriklerine sahiptir. Semenin %90'ı prostat ve seminal veziküllerden tarafından yapılmaktadır. Meni ilk atıldığı anda koyu bir kıvama sahiptir. Bu semenin rahim ağzı bölgesine yapışması tutunması içindir. Ancak bir kaç dakika sonra semenin rengi kıvamı açılır; daha yapışkan ve akışkan bir hal (likefaksiyon) almaya başlar. Böylelikle spermler güçlü bir şekilde hareket etmeye başlar ve bu sayede serviks kanalından yumurtaya doğru bir yolculuk da başlamış olur. 

Elbette bir semen analizinde spermin konsantrasyonu (sayısı), motilitesi (hareketliliği) ve morfolojisi (yapısı) son derece önemli parametreleridir. Ancak rutin bir semen analizinde semenin volümü, likefaksiyon süresi, viskositesi (yoğunluğu), pH, rengi, kokusu gibi fiziksel özelliklerine ve lökosit sayısı, fruktoz miktarı gibi biyokimyasal değerlerine de bakılmaktadır. Dolayısı ile tüm parametreleri bir arada detayları ile birlikte yorumlamak çok çok önemli bir konudur. DSÖ yaklaşık sekiz ülkeden eşleri çocuk isteğinden itibaren 12 ay içinde hamile kalan erkeklerin semen analizlerini incelemiş ve buna göre her parametre için ortalama bir eşik değeri belirlemiştir. DSÖ son olarak 2010 yılında referans değerlerini güncellemiştir. Biz de halen tüm dünyada olduğu gibi bu kriterleri göz önünde tutarak hastalarımızın semen analizlerini yorumlamaktayız.

SEMENİN TOPLANMASI: Semen analizinden 2 ila 7 gün arasında mutlak bir cinsel perhiz süresi söz konusudur. Yani erkek testten önce en az 2 gün süre ile boşalmamış olmalı ve bu boşalmama süresi de 7 günü geçmemelidir. Semen örneğinin verilebilmesi için özel dizayn edilmiş bir oda en idealidir. Bu odada kişi mastürbasyon yolu ile menisini çıkartır. Bu esnada sabun tükürük gibi kayganlaştırıcı bir materyal asla kullanılmamalıdır. Çünkü bu kimyasallar spermlerin ölmesine ve yanlış sonuçlar elde edilmesine neden olabilmektedir. Mastürbasyon sırasında boşalmayı kolaylaştırmak için görsel erotik videolar kullanılabilir. Hatta kaygısı yüksek ve heyecandan ya da ortam stresinden bir türlü semen veremeyen erkeklerde mastürbasyon öncesinde sildenafil grubu ereksiyon ilaçlarının da kullanılması bazen gerekebilmektedir. Semen steril plastik bir kap içine dışarı kaçırılmadan bırakılmalı ve kap bekletmeden ısı değişiklikleri maruz bırakılmadan hızlı biçimde (15-20 dakika içinde) laboratuvara ulaştırılmalıdır. Semen verme odası olan merkezlerde böyle bir sorun doğal olarak yaşanmaz. Çünkü oda ile laboratuvar çoğu kez yan yanadır ve örnek aradaki pencereden direk olarak kabul edilir. Özellikle meninin ilk fışkırma sırasında gelen ön  kısmı test için çok değerlidir. İlk damlalar dışarı kaçtı ise test tekrar edilmek zorundadır. Tüm bu kurallar konusunda testi verecek olan erkek önceden bilgilendirilmiş olmalıdır. Test doğru kurallara göre yapılmamış ise hatalı sonuç çıkma ihtimali de bir o kadar yüksektir.

VOLÜM-HACİM: Semen volümü en az 1,5 ml olmalıdır. Bu değerin altında olması genel olarak sperm yollarında bir tıkanıklığa (obstrüksiyon) ya da menin geri kaçmasına (retrograd ejakülasyon) işaret edebilir. Ancak aşırı testosteron yetmezliği durumu varsa da meni hacmi ciddi oranda azalabilmektedir. 

VİSKOSİTE: Semenin akışkanlığının belirlenmesidir. Yer çekimine göre damlaların uzunluğu 2 cm'den küçük olmalıdır. Artmış viskosite sperm hareketliliğini olumsuz etkilemektedir.

LİKEFAKSİYON: Semen başlangıçta yarı katı yani koagulum şeklinde vücuttan çıkar. Oda ısında genellikle bir kaç dakikada likefiye olmaya başlar yani sıvılaşır. Numuenin tamamı 15 dakika içinde bu şeklide tamamen sulanmış, sıvılaşmış olmalıdır. Likefaksiyonu uzamış olgularda hormonal bazı hastalıklar ya da prostat enfeksiyonları düşünülebilir. 

SEMİNAL PH: Semenin pH değerinin 7,2'den daha yüksek olması gerekir. Kanal tıkanıklıkları söz konusu ise pH 7'den düşük çıkabilir.

 

AGLÜTİNASYON: Sperm aglütinasyonu spermlerin gelişigüzel birbirine yapışık halde olması demektir. 1'den 4'e kadar dereceleri vardır. Şiddetli aglütinasyon varsa sperm hareketliliği olumsuz etkilenmektedir. Tek başına bir anlam ifade etmese de immunolojik bazı nedenlerle aglütinasyon artmış olabilir. Ve Antisperm Antikor (ASA) gibi bazı parametrelerin bakılmasında fayda vardır. 

SEMİNAL FRÜKTOZ ÖLÇÜMÜ: Früktoz adı verilen şeker bileşeni seminal veziküller tarafından üretilir. İki taraflı bir tıkanıklık söz konusu ise veya vaz deferens agenezisi durumu söz konusu ise semende früktoz ölçülemeyecek kadar düşmektedir. Özellikle obstrüktif tipte azoosperminin ayırıcı tanısında halen kullanılabilen bir parametredir.

SEMİNAL LÖKOSİT: Seminal sıvıda spermler dışında bazı yuvarlak hücreler de yer almaktadır. Bu hücreler olgunlaşamamış sprematidler, epitel hücreleri, prostat kökenli hücreler ve lökositlerden oluşabilir. Toplam yuvarlak hücre sayısı 5 milyonun altında olmalıdır. Öte yandan toplam lökosit sayısı da  mL'de 1 milyonun altında olmalıdır.  Semende lökosit sayısı enfeksiyonlarda artış gösterir. Ancak artmış lökosit miktarı oksidatif stresin de (varikoselde olduğu gibi) önemli bir habercisidir.

SPERM KONSANTRASYONU - SAYISI: DSÖ 2010 kılavuzuna göre mL'de 15 milyon ve üzerinde olmalıdır. Toplam sperm sayısının ise 39 milyonun üzerinde olması normal değer kabul edilir. 5 milyon altında olan sperm konsantrasyonu şiddetli oligospermi olarak nitelendirilir. Ve bu olgularda da aynen azoospermik olgularda olduğu gibi hormonal ve genetik incelemelerin yapılması tavsiye edilmektedir. Sperm konsantrasyonu ırktan ırka toplumdan topluma yaşanılan çevreye göre önemli farklılıklar gösterilmektedir.

SPERM MOTİLİTESİ - HAREKETLİLİĞİ: Sperm motilitesi, semen örneğinin aldıktan sonra 1 saat içinde değerlendirilmelidir. Motilite değerlendirilmesi oda sıcaklığında bir ortamda mikrokopta 200-400 büyütmede toplam 200 hücre üzerinden yapılır. Sperm hareketliği 3 kategoride incelenir; progresif motil (a), yerinde motil (b) ve immobil (hareketsiz) olarak hücreler sınıflandırılır. Buna yöre ileri hareketli spermlerin %32 ve üzerinde; total hareketli sperm yüzdesinin ise (a+b) %40 ve üzerinde olması normal değer olarak kabul edilmektedir. 

SEMEN ANALİZİ

DSÖ 2010 normal değerler

  • Semen hacmi > 1,5 mL

  • Sperm sayısı ≥ 15 milyon / mL

  • Toplam sperm sayısı > 39 milyon

  • Toplam hareketlilik ≥ %40

  • ileri hareketlilik ≥ %32

  • Vitalite-Canlılık  >%58

  • Morfoloji ≥ 4

  • Lökosit sayısı < 1 milyon/ mL

  • pH > 7,2

VİTALİTE - CANLILIK: Özellikle ileri düzeyde sperm hareket kusuru söz konusu ise spermlerin canlı olup olmadığı mutlaka incelenmelidir. Eozin-nigrosinveya eosin-y testlerinde ölü spermler boyanır ve mikroskopta görünür hale gelir. Sperm canlılığını belirleyebilmek için en az 200 sperm üzerinden bir değerlendirme yapılmalıdır. DSÖ 2010 kriterlerine göre en az %58'inin canlı olması normal değer kabul edilmektedir. Spermlerin ölü yüzdesinin fazla olması doğal olarak tüp bebek şansını azaltmaktadır. Bu durumda testislerden canlı sperm almak çok daha doğru olacaktır. 

MORFOLOJİ: Spermin yapısı mikroskop ve farklı boyama teknikleri kullanılarak değerlendirilir. DSÖ 2010'a göre en ideal yöntem Papanicolaou boyamasıdır. Bu boyama ile spermin akrozom, postakrozom, stoplazma, orta parça ve kuyruk kısımları ortaya konulmaktadır. Sperm morfolojisi ile ilgili olarak en çok kabul gören sınıflandırmalar Kruger ve Tygerberg kriterleridir. Günümüzde tercih edilen Tygerberg kriterine göre normal morfoloji için sınır yüzde değer 4'tür. Yani spermiogram içindeki spermlerin en az %4'ü normal morfolojiye sahip olmalıdır. Spermin baş, boyun, orta kısım ve kuyruk kısımlarında bazı anomaliler gözlenebilir ve bu anomalilerin şiddeti oranında da fertilizasyon şansı da azalmaktadır. 

Semen analizi ölçümü özen tecrübe gerektiren bir testtir. Yanlış toplanma ve yanlış analiz durumlarına sıklıkla rastlamaktayız. Bu nedenle tek bir teste bağımlı kalmak o testi yorumlarken doğru olmaz. Öte yandan rutin yapılan semen analizleri o kişinin doğurganlık potansiyelini göstermez. Yani çok iyi değerlere sahip bir erkek doğal yollardan çocuk sahibi olabilme konusunda büyük güçlükler yaşayabilmektedir. Şüphe durumlarında sperm DNA hasarı ve fragmantastonu için ek bazı testler de yapmak gerekebilmektedir. Özetle semen analizi erkek infertilite faktörünü incelerken öykü ve muayeneden hemen sonra yaptığımız temel bir testtir. Bu test hastanın öyküsü ve muayene bulguları ile birlikte bir ürolog tarafından yorumlanmalıdır. 

semen analizi, spermogram, spermiogram, sperm testi, sperm testi antalya, semen testi antalya

bottom of page